Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
yiyecek ve içecek
Significados de
"yiyecek ve içecek"
en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
yiyecek ve içecek
food and beverage
n.
2
General
yiyecek ve içecek
refreshments
n.
3
General
yiyecek ve içecek
food and drink
n.
4
General
yiyecek ve içecek
gear [dialect]
n.
Significados de
"yiyecek ve içecek"
con otros términos en diccionario inglés turco: 20 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
yahudi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecek ve içecek
kosher
n.
2
General
yiyecek ve içecek sağlamak
cater
v.
Phrases
3
Phrases
yiyecek ve içecek ile girilmez
no food or drink permitted
expr.
4
Phrases
yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not allowed
expr.
5
Phrases
yiyecek ve içecek ile girilmez
no food or drink allowed
expr.
6
Phrases
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not permitted
expr.
7
Phrases
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink permitted
expr.
8
Phrases
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink allowed
expr.
9
Phrases
yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not permitted
expr.
10
Phrases
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not allowed
expr.
Trade/Economic
11
Trade/Economic
tüccar denizciye verilen yasal olan günlük minimum yiyecek ve içecek miktarı
whack [uk]
n.
12
Trade/Economic
sıcak yiyecek ve içecek satan seyyar minibüs
pie cart [new zealand]
n.
13
Trade/Economic
taze yiyecek ve içecek tedarik etmek
reprovision
v.
14
Trade/Economic
taze yiyecek ve içecek stoklamak
reprovision
v.
Law
15
Law
(eski ingiliz hukukunda) ormancıların orman sınırları dahilinde yiyecek, içecek ve barınma talep hakkına elverişli arazi
terra putura
n.
16
Law
ormancıların, orman sınırları dahilinde yiyecek, içecek ve barınma talebi hakkı
puture
n.
Tourism
17
Tourism
yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran
wine bar
n.
Gastronomy
18
Gastronomy
yiyecek ya da içecek olarak hazırlanan, meşe palamudu ve kakaodan yapılan çikolataya benzer bir madde
racahout
n.
Religious
19
Religious
yahudi din kurallarına göre hazırlanmamış (yiyecek ve içecek)
unkosher
adj.
Environment
20
Environment
ortamdaki kimyasal ya da radyoaktif maddelerden etkilenmiş ve tüketim için uygun olmayan içecek ya da yiyecek
chemical contamination
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yiyecek ve içecek
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy